Day: Mayıs 16, 2024

İzmir Kaşkaloğlu Eye Hospital

kaşkaloğlu göz hastanesi
Blog

Kontakt lens kaç yaşında kullanılmaya başlanılabilir?

Kontakt lenslerin kullanımına başlanacak yaş, çocuğun olgunluğu, sorumluluk düzeyi ve göz sağlığı gibi faktörlere bağlı olarak değişir. Genellikle, kontakt lensler 8 yaş ve üzerindeki çocuklar için önerilir, ancak bu yaş sınırı bireysel farklılıklara göre değişebilir. Gerektiğinde bebeklere da kontakt lens takılmaktadır. Faktörler ve Öneriler **Olgunluk ve Sorumluluk**: – Kontakt lens kullanımı, hijyen ve bakım gerektirdiği için çocuğun bu sorumluluğu alabilecek olgunlukta olması önemlidir. Çocukların kontakt lenslerin bakımını düzgün yapması ve lensleri doğru şekilde takıp çıkarması gereklidir. **Göz Sağlığı**: – Göz sağlığı iyi olan ve kontakt lens kullanımı için herhangi bir tıbbi engeli olmayan çocuklar, kontakt lens kullanmaya daha erken yaşlarda başlayabilirler. Göz doktoru, çocuğun göz yapısının kontakt lens kullanımı için uygun olup olmadığını belirleyecektir. **Aktif Yaşam Tarzı**: – Spor veya diğer fiziksel aktivitelerle meşgul olan çocuklar için kontakt lensler, gözlüklerden daha pratik olabilir. Bu durumda, kontakt lensler çocukların hareket kabiliyetini artırabilir ve güvenli bir alternatif sunabilir. **Güvenlik ve Hijyen**: – Çocukların kontakt lensleri kullanırken hijyen kurallarına uyması ve lensleri doğru şekilde temizlemesi çok önemlidir. Ebeveynlerin bu konuda çocuklarına rehberlik etmesi ve düzenli kontrollerin yapılması gerekir. ### Özet Kontakt lenslerin kullanımına başlanacak yaş konusunda kesin bir sınır olmamakla birlikte, genellikle 8 yaş ve üzeri çocuklar için uygun kabul edilir. Ancak her çocuğun durumu farklıdır ve göz doktoru tarafından bireysel değerlendirme yapılması önemlidir. Çocuğun olgunluğu, sorumluluk düzeyi ve göz sağlığı, kontakt lens kullanımı için belirleyici faktörlerdir.  

Detaylı Bilgi »
selma-kaskaloglu
Blog

Kimlere akıllı lens takılabilir?

Halk arasında multifokal, trifokal ve EDOF göziçi mercekler akıllı lens olarak bilinmektedirler. Anlaşılma kolaylığı yönünden doktorlar da hastalarına anlatırken akıllı lens terimini kullanmaktadırlar. Akıllı lens ameliyatı, gözlük veya kontakt lens kullanmak istemeyen bireyler için göz içi lenslerin yerleştirilmesiyle gerçekleştirilen bir cerrahi prosedürdür. Bu ameliyat, çeşitli görme problemlerini düzeltebilen ve genellikle katarakt ameliyatı sırasında veya sonrasında uygulanan bir işlemdir. İşte akıllı lens ameliyatının kimler için uygun olduğunu belirleyen bazı kriterler:   **Katarakt Hastaları**: Katarakt, göz merceğinin bulanıklaşmasıdır ve genellikle yaşlanma ile ilişkilidir. Akıllı lensler, katarakt ameliyatı sırasında bulanıklaşmış merceğin yerine yerleştirilerek hem kataraktın tedavisini sağlar hem de diğer refraktif kusurları düzeltebilir. **Miyop, Hipermetrop ve Astigmatizma Hastaları**: Akıllı lensler, uzak ve yakın görüş problemlerini düzeltmek için kullanılabilir. Bu lensler, gözlük veya kontakt lenslere alternatif olarak miyop, hipermetrop ve astigmatizma gibi kırma kusurlarını düzeltmede etkilidir. **Presbiyopi Hastaları**: Yaşlanma ile birlikte göz merceğinin esnekliğini kaybetmesi sonucu ortaya çıkan presbiyopi, yakın görme sorunlarına yol açar. Multifokal, trifokal ve EDOF akıllı lensler, bu sorunu çözmede etkili olabilir. **Gözlük veya Kontakt Lens Kullanmak İstemeyenler**: Akıllı lens ameliyatı, günlük hayatta gözlük veya kontakt lens kullanmak istemeyen bireyler için uygun bir seçenek olabilir. Bu lensler, gözlük veya lens gereksinimini azaltabilir veya tamamen ortadan kaldırabilir. **Göz Sağlığı İyi Olanlar**: Akıllı lens ameliyatı, genel göz sağlığı iyi olan ve kornea, retina gibi göz yapılarında ciddi problemleri olmayan bireyler için uygundur. Özellikle göz enfeksiyonu, retina hastalıkları veya kornea bozuklukları olan bireyler, bu ameliyat için uygun adaylar olmayabilir. **Ameliyat Sonrası Bakımı Yönetecek Kişiler**: Akıllı lens ameliyatı sonrası belirli bir bakım gerektirir. Bu nedenle, ameliyat sonrası doktor talimatlarına uymaya istekli ve yetenekli bireyler için uygun bir seçenektir. Sonuç olarak, akıllı lens ameliyatı birçok birey için uygun olabilir ancak her hastanın durumu farklıdır. Bu nedenle, bir göz doktoruna danışarak kişisel durumunuzu değerlendirmek ve en uygun tedavi seçeneğini belirlemek önemlidir.  

Detaylı Bilgi »
kaşkaloğlu göz hastanesi
Blog

Gözaltı morluk nedenleri ve tedavileri

Gözaltı morlukları, genellikle birçok faktörün bir araya gelmesi sonucu ortaya çıkar ve hem estetik kaygılar hem de sağlık açısından rahatsız edici olabilir. Bu durumun başlıca nedenleri arasında genetik faktörler, yaşlanma, alerjiler, yetersiz uyku, stres, aşırı güneş maruziyeti ve yaşam tarzı seçimleri bulunmaktadır. Genetik faktörler, gözaltı morluklarının oluşumunda önemli bir rol oynar. Ailede bu duruma yatkınlık varsa, kişinin de gözaltı morluklarına sahip olma olasılığı yüksektir. Yaşlanma süreci de deri altındaki yağ ve kollajen kaybına neden olarak ciltte incelmeye ve morlukların belirginleşmesine yol açar. Ayrıca, alerjiler ve burun tıkanıklığı göz çevresindeki damarların genişlemesine neden olarak morlukların oluşmasına katkıda bulunabilir. Yetersiz uyku ve stres, gözaltı morluklarını artıran diğer önemli faktörlerdir. Uyku eksikliği, cildin solgun görünmesine ve damarların daha belirgin hale gelmesine neden olabilir. Stres ise vücutta çeşitli biyokimyasal değişikliklere yol açarak gözaltı morluklarının oluşumuna katkıda bulunabilir. Aşırı güneş maruziyeti, ciltte melanin üretimini artırarak gözaltı bölgesinin koyulaşmasına neden olabilir. Ayrıca, sigara ve alkol gibi yaşam tarzı seçimleri de gözaltı morluklarının oluşumunu etkileyebilir. Gözaltı morluklarının tedavisi için çeşitli yöntemler mevcuttur. İlk olarak, yaşam tarzı değişiklikleri yapmak oldukça önemlidir. Yeterli ve düzenli uyku almak, stresi yönetmek, sağlıklı bir diyet uygulamak ve bol su içmek bu durumu iyileştirmeye yardımcı olabilir. Alerjilere bağlı morluklar için antihistaminik ilaçlar kullanmak ve burun tıkanıklığını gidermek etkili olabilir. Kozmetik çözümler arasında, gözaltı kremleri ve serumlar, C vitamini, K vitamini, retinol ve peptid gibi aktif bileşenler içeren ürünler bulunur. Bu ürünler, cildin rengini açmaya, kolajen üretimini artırmaya ve damarların görünümünü azaltmaya yardımcı olabilir. Ayrıca, güneş koruyucu kullanmak, güneşin zararlı etkilerinden korunmak için önemlidir. Medikal tedavi seçenekleri de gözaltı morluklarının tedavisinde etkili olabilir. Lazer tedavisi, kimyasal peeling ve dolgu enjeksiyonları, cilt tonunu eşitlemek ve morlukları azaltmak için kullanılan yöntemlerdir. Lazer tedavisi, melanin pigmentini hedef alarak ciltteki koyu renkli bölgeleri açar. Kimyasal peeling, cildin üst tabakasını soyarak daha taze ve aydınlık bir cilt görünümü sağlar. Dolgu enjeksiyonları ise, gözaltı bölgesindeki hacim kaybını doldurarak morlukların görünümünü azaltır.   Sonuç olarak, gözaltı morluklarının nedenleri çok çeşitlidir ve tedavi yöntemleri bu nedenlere bağlı olarak değişebilir. Kişiye özel bir tedavi planı oluşturmak için bir dermatolog veya göz doktoruna danışmak en doğru yaklaşım olacaktır. Bu profesyoneller, en etkili tedavi yöntemlerini belirlemede yardımcı olabilir ve bireysel ihtiyaçlara uygun bir plan oluşturabilirler.

Detaylı Bilgi »
Blog

Göz tansiyonu (glokom) ilaçsız tedavi edilebilir mi?

Aşağıdaki tedavilerin tümü hastanemizde yapılmaktadır. Bu bilgileri okumadan önemli birkaç noktaya dikkatinizi çekmek isteriz: (Halk arasında glokom hastalığı göz tansiyonu hastalığı olarak tanınmaktadır.) Temel olarak glokomun iki tipi vardır açık açılı glokom ve kapalı açılı glokom. Açık açılı glokom teşhis edilip damla verildiyse hayat boyu damla kullanmanız gerekir. Uzun dönemde damlalara bağlı alerji gelişebilir. Biz hastanemizde öncelikle ilaçsız yöntemleri tavsiye ediyoruz. İlaçsız yöntemler yetersiz kalırsa ilaç kullanıyoruz. Kapalı açılı glokom  hiç belirti vermeden aniden ağrıyla ortaya çıkabilir. Bu nedenle önleyici tedavi önem kazanır. Özellikle yüksek hipermetrop olanların bu tür glokom olma riski fazladır. Gözün ön kamara açısını ölçerek bu riskin olup olmadığını belirmek için hastanemizde ölçüm yapan cihazlarımız vardır. Glokomun tedavisinde ilaçsız yöntemler, hastalığın kontrol altına alınmasında önemli bir rol oynayabilir. İşte glokomda kullanılan bazı ilaçsız tedavi yöntemleri: Lazer Tedavileri: – SLT: Açık açılı glokom için uygulanan bu tedavi, trabeküler ağ üzerindeki drenaj açılarını iyileştirmek için bir lazer kullanır. Seçici lazer trabeküloplasti (SLT) ve argon lazer trabeküloplasti (ALT) en yaygın kullanılan türlerdir. – Lazer İridotomi: Dar açılı glokom tedavisinde kullanılır. Bu prosedür, irisin küçük bir bölümüne lazer uygulanarak sıvı akışını iyileştirmek için yeni bir drenaj kanalı oluşturur. – ECPLazer Siklofotokoagülasyon: Gözün sıvı üretimini azaltmak için siliyer cisim üzerine lazer uygulanır. İleri evre glokom tedavisinde kullanılır. Cerrahi Müdahaleler: – Trabekülektomi: Göz içi basıncını azaltmak için gözün beyaz kısmında (sklera) küçük bir açıklık oluşturulur. Bu yöntem, glokomun kontrol altına alınmasında etkili olabilir. – Mikroinvaziv Glokom Cerrahisi (MIGS): Daha az invaziv olan bu cerrahi teknikler, göz içi sıvısının drenajını iyileştirmek için küçük cihazlar kullanır. MIGS, daha az yan etki ve daha kısa iyileşme süresi ile bilinir. Bu tedavi yöntemleri, glokom yönetiminde ilaçsız seçenekler sunarak hastaların yaşam kalitesini artırabilir. Ancak, glokomun tedavisi ve yönetimi konusunda uzman bir göz doktoruna danışmak önemlidir. Her hastanın durumu farklıdır ve en uygun tedavi yöntemi bireysel olarak belirlenmelidir.  

Detaylı Bilgi »
kaskaloglu_goz_cocuk_doktoru
Blog

Çocuklarda miyopinin ilerlemesi durdurulabilir mi?

Miyopi genetik bir durumdur ancak çevresel faktörler ilerlemesini hızlandırabilir. Miyopinin ilerlemesinde en etkili olduğu bilimsel çalışmalarla ispatlanan çocukların günde en az 2 saat açık havada bulunmasıdır. Ayrıca özel Hoya Miyosmart gibi mercekli gözlükler de faydalı olabilir. Bazı damlalarında yavaşlatığına dair bulgular vardır.   Çocuklarda miyopinin ilerlemesini durdurma veya yavaşlatma konusunda son yıllarda önemli ilerlemeler kaydedilmiştir. İşte bazı etkili yöntemler:   **Atropin Damlası**: Düşük doz atropin göz damlaları, miyopinin ilerlemesini yavaşlatmak için yaygın olarak kullanılmaktadır. Çeşitli çalışmalar, düşük doz atropin (%0.01) kullanımı ile miyopi ilerlemesinin %50-60 oranında yavaşlatılabildiğini göstermiştir  .   **Multifokal ve Ortho-K Lensler**: Multifokal kontakt lensler ve ortokeratoloji (Ortho-K) lensler, miyopinin ilerlemesini yavaşlatmada etkili bulunmuştur. Ortho-K lensler, gece boyunca takılır ve korneayı geçici olarak yeniden şekillendirerek gündüz net görmeyi sağlar. Bu yöntem, özellikle aktif çocuklar için avantajlı olabilir  .   **Çevresel Faktörler**: Daha fazla açık hava aktiviteleri ve ekran süresinin azaltılması, miyopinin ilerlemesini yavaşlatmada önemli rol oynar. Çalışmalar, açık havada geçirilen sürenin artması ile miyopi riskinin azaldığını göstermiştir. Günde en az 2 saat açık havada vakit geçirmek, göz sağlığını korumaya yardımcı olabilir .   **Kontrollü Okuma Mesafesi ve Aydınlatma**: Yakın çalışmalarda (okuma, yazma) doğru mesafe ve iyi aydınlatma koşullarının sağlanması, göz yorgunluğunu azaltarak miyopinin ilerlemesini yavaşlatabilir. Özellikle, ekranlar ve kitaplar arasında en az 30-40 cm mesafe bırakılması önerilir .   Bu yöntemler, miyopinin ilerlemesini tamamen durduramasa da, önemli ölçüde yavaşlatabilir ve çocukların daha iyi bir görme sağlığına sahip olmasına yardımcı olabilir. Ebeveynlerin ve göz sağlığı profesyonellerinin işbirliği içinde çalışarak uygun tedavi ve önlemleri uygulaması önemlidir.

Detaylı Bilgi »
kaşkaloğlu göz hastanesi
Blog

Sarı nokta hastalığında yeni tedaviler

Valeda tedavisi hastanemizde uygulanmaktadır. Diğer tedaviler henüz Türkiyede uygulanmamaktadır. Yeni tedaviler kuru tip sarı nokta  (makula dejeneresansı) hastalarında uygulanmaktadır. Sarı nokta hastalığı olarak bilinen Makula dejenerasyonunda son yıllarda yeni tedavi yöntemleri büyük ilerlemeler kaydetmiştir. İşte bu alandaki bazı önemli gelişmeler: 1.Fotobiyomodülasyon (Valeda Işık Terapisi)**: Bu tedavi yöntemi, retinal pigment epitelyumunu (RPE) sağlıklı tutmak için üç farklı dalga boyunda ışık kullanır. Valeda ışık tedavisi, kuru AMD’nin ilerlemesini yavaşlatmada umut verici sonuçlar göstermiştir. LIGHTSITE III adlı klinik çalışmada, tedavi edilen gözlerin %55’inde görme keskinliğinde belirgin bir iyileşme sağlanmıştır. 2.Pegcetacoplan (Syfovre)**: Bu ilaç, Amerika Birleşik Devletleri Gıda ve İlaç İdaresi (FDA) tarafından kuru makula dejenerasyonunun ileri evresi olan coğrafik atrofi (GA) tedavisi için onaylanmıştır. Klinik denemelerde, pegcetacoplan, GA’nın ilerleme hızını yavaşlatmada etkili bulunmuştur. Ancak, görme keskinliğinde doğrudan bir iyileşme gözlenmemiştir. İlaç, genellikle aylık veya iki ayda bir yapılan intravitreal enjeksiyonlar şeklinde uygulanır. 3 .Gene Terapisi (OCU410)**: Ocugen firması tarafından geliştirilen bu gen terapisi, kuru makula dejenerasyonu tedavisinde potansiyel olarak yaşam boyu tek bir tedavi olma özelliği taşımaktadır. OCU410, sub-retinal enjeksiyon yoluyla uygulanır ve lipid metabolizması, inflamasyon, oksidatif stres ve kompleman aktivasyonu gibi birden fazla yolu modüle eder. Bu terapi, AMD’nin ilerlemesini durdurmayı veya geri döndürmeyi hedeflemektedir. Bu yeni tedavi yöntemleri, makula dejenerasyonu hastaları için önemli umutlar sunmaktadır. Tedavilerin yaygınlaşması ve daha fazla hasta üzerinde denenmesi, göz sağlığı alanında önemli ilerlemeler sağlayabilir.

Detaylı Bilgi »