Category: Blog

İzmir Kaşkaloğlu Eye Hospital

Blog

Glokom (Göz Tansiyonu) Nedir ve Nasıl Tedavi Edilir?

Glokom (Göz Tansiyonu) Nedir ve Nasıl Tedavi Edilir? Glokom, halk arasında göz tansiyonu olarak bilinen ve gözdeki görme sinirine zarar vererek görme kaybına yol açabilen ciddi bir göz hastalığıdır. Erken teşhis ve düzenli tedavi, görme kayıplarını önlemek için çok önemlidir. İzmir Kaşkaloğlu Göz Hastanesi Glokom Birimi’nde hastalarımız, glokom uzmanı doktorlar tarafından düzenli takip ve tedavi edilmektedir. Glokom Belirtileri Nelerdir? Glokom genellikle erken aşamalarda belirti vermez. Ancak hastalık ilerledikçe şu belirtiler ortaya çıkabilir: Görme alanında daralma Kenarlardaki cisimlerin görünmemesi Bulanık görme Gözde ağrı, sulanma ve kızarıklık Eğer ani görme kaybı, ışık çakmaları veya şiddetli göz ağrısı yaşıyorsanız hemen göz doktoruna başvurmalısınız. Glokom Türleri Açık Açılı Glokom: En sık görülen türdür. Sinsi ilerler ve belirti vermez. Görme kaybı ileri aşamada fark edilir. Kapalı Açılı Glokom: Göz içi basıncı aniden yükselir. Şiddetli göz ağrısı, kızarıklık ve bulanık görme belirtileridir. Acil tedavi gerektirir. Normal Basınçlı Glokom: Göz içi basıncı normal olmasına rağmen görme siniri hasarı oluşabilir. Konjenital Glokom: Bebeklerde doğumdan itibaren görülebilir. Genellikle cerrahi tedavi gerektirir. Glokom Teşhisi Nasıl Konur? Glokom ancak göz doktoru muayenesi ve detaylı tetkiklerle teşhis edilebilir. Yapılan testler: Göz tansiyonu ölçümü Bilgisayarlı görme alanı testi Optik sinir başı değerlendirmesi Kornea kalınlık ölçümü Sadece göz tansiyonu ölçmek glokomu teşhis etmek için yeterli değildir. Düzenli göz muayenesi, glokom riskini belirlemek için önemlidir. Glokom Tedavi Yöntemleri Glokom tedavisi kaybedilen görmeyi geri getiremez, ancak hastalığın ilerlemesini durdurabilir. Tedavi seçenekleri şunlardır: İlaç Tedavisi: Göz damlaları ile göz içi basıncı kontrol altına alınabilir. Düzenli kullanım çok önemlidir. SLT Lazer Tedavisi: Selektif Lazer Trabeküloplasti (SLT), ağrısız ve yan etkisiz bir yöntemdir. Açık açılı glokom tedavisinde sıkça tercih edilir. Cerrahi Tedavi: İlaç ve lazer tedavisine yanıt vermeyen hastalara uygulanır. Sıvının gözden atılmasını sağlamak için yeni drenaj kanalları oluşturulur. Kimler Glokom Riski Altındadır? Ailesinde glokom olanlar 40 yaş üstü bireyler Uzun süre kortizon kullananlar Göz yaralanması geçirenler Şeker hastalığı veya migreni olanlar Bu risk grubundaki kişilerin yılda bir kez göz muayenesi yaptırmaları önerilir. Glokomdan Korunma ve Erken Teşhis Düzenli göz muayenesi olun. Göz damlalarınızı doktorun önerdiği şekilde düzenli kullanın. Aile üyelerinizi glokom konusunda bilgilendirin ve düzenli muayene olmalarını sağlayın. Unutmayın, erken teşhis görme kaybını önlemenin en etkili yoludur!

Detaylı Bilgi »
Blog

Kalıcı Göz Rengi Değiştirme Mümkün mü? | Keratopigmentasyon (FLAAK Pro)

Kalıcı Göz Rengi Değiştirme Mümkün mü? | Keratopigmentasyon (FLAAK Pro) Göz renginizi kalıcı olarak değiştirmek mi istiyorsunuz? Günümüzde kalıcı göz rengi değiştirme artık mümkün ve güvenli bir yöntem haline geldi. Keratopigmentasyon (FLAAK Pro) yöntemi, göz rengini estetik ve doğal bir şekilde değiştirmek isteyenler için en ideal çözüm sunmaktadır. Bu modern teknikle göz renginizi mavi, yeşil, gri veya farklı tonlara dönüştürebilirsiniz. Eskiden kullanılan lazerle göz rengi açma ve iris implantı gibi yöntemler artık tercih edilmemekte , keratopigmentasyon (FLAAK Pro) yöntemi kalıcı göz rengi değiştirme konusunda güvenli ve etkili bir seçenek olarak öne çıkmaktadır. Keratopigmentasyon (FLAAK Pro) Nedir? Keratopigmentasyon, kornea (gözün saydam tabakası) üzerine özel pigmentler yerleştirilerek yapılan bir cerrahi işlemdir. FLAAK Pro teknolojisi, bu işlemi daha hassas ve güvenli hale getiren modern bir uygulamadır. İşlem sırasında doğal göz yapısı korunur ve seçilen renk kalıcı olarak göz üzerinde sabitlenir. Göz Rengi Değiştirme İşlemi Nasıl Yapılır? Keratopigmentasyon işlemi lokal anestezi altında gerçekleştirilir ve yaklaşık 30-45 dakika sürer. Kornea yüzeyine ince bir kanal açılır. Bu kanala, seçilen renk pigmentleri yerleştirilir. Pigmentler kornea tabakasına sabitlenir ve işlem tamamlanır. Keratopigmentasyon (FLAAK Pro) Yönteminin Avantajları Kalıcı göz rengi değişimi sağlar. Mavi, yeşil, gri, ela gibi farklı renk seçenekleri sunar. Doğal ve estetik bir görünüm elde edilir. İyileşme süreci hızlıdır. Gözün iç kısmına müdahale edilmediği için güvenlidir. Kimler Göz Rengi Değiştirme İşlemi Yaptırabilir? Keratopigmentasyon işlemi, estetik nedenlerle göz rengini değiştirmek isteyen veya aşağıdaki durumlara sahip olan kişiler için uygundur: Kozmetik amaçla göz rengini değiştirme isteği olanlar Doğuştan iris eksikliği (aniridi) olanlar Travmatik iris hasarı yaşayanlar Daha estetik bir görünüm arzulayan bireyler İyileşme Süreci ve Sonuçlar Keratopigmentasyon sonrası iyileşme süreci oldukça hızlıdır. İşlemden sonra gözde hafif bir rahatsızlık hissi olabilir, ancak bu durum birkaç gün içinde geçer. İyileşme sürecinde doktorunuzun önerdiği göz damlalarını düzenli kullanmak önemlidir. Sonuçlar, doğal ve uzun süreli bir estetik görünüm sağlar. Diğer Yöntemler Artık Kullanılmıyor! Eskiden kullanılan iris implantı ve lazerle göz rengi açma gibi yöntemler, yüksek riskler ve komplikasyonlar nedeniyle artık önerilmemektedir. Bu yöntemler, uzun vadede ciddi görme kaybı ve göz sağlığı sorunlarına yol açabileceğinden, günümüzde yerini keratopigmentasyon (FLAAK Pro) yöntemine bırakmıştır. Sıkça Sorulan Sorular (SSS) 1. Göz rengi değiştirme işlemi kalıcı mı? Evet, keratopigmentasyon (FLAAK Pro) yöntemi kalıcı göz rengi değişimi sağlar. İşlem sırasında kullanılan pigmentler kornea yüzeyine sabitlenir ve renk kalıcı hale gelir. 2. Keratopigmentasyon güvenli midir? Evet, bu yöntem modern cerrahi tekniklerle geliştirilmiştir ve gözün doğal yapısına zarar vermeden uygulanır. Diğer eski yöntemlere göre komplikasyon riski oldukça düşüktür. 3. İyileşme süresi ne kadar sürer? İyileşme süreci genellikle birkaç gündür. İşlemden sonra hafif bir rahatsızlık olabilir, ancak bu durum kısa sürede geçer ve hasta günlük hayatına dönebilir. 4. Göz rengimi istediğim tonda seçebilir miyim? Evet, keratopigmentasyon işlemi ile mavi, yeşil, gri, ela gibi farklı tonlar arasından seçim yapabilirsiniz. Uzman cerrahınız, size en uygun renk seçeneğini önerir. 5. Bu işlemi yaptırmak için yaş sınırı var mı? Genel olarak 18 yaşını doldurmuş ve göz sağlığı uygun olan herkes bu işlemi yaptırabilir. Doktorunuzun yapacağı detaylı muayene sonrası uygunluğunuz değerlendirilir. Sonuç: Kalıcı ve Güvenilir Göz Rengi Değişimi Keratopigmentasyon (FLAAK Pro) yöntemi, kalıcı göz rengi değiştirme konusunda en güvenilir ve estetik sonuçlar sunan yöntemdir. Göz sağlığınızı riske atmadan, doğal görünümlü ve kalıcı sonuçlar elde edebilirsiniz. Daha fazla bilgi almak veya danışmanlık için Kaşkaloğlu Göz Hastanesi ile iletişime geçebilirsiniz. Uzman ekibimiz, göz estetiği ve sağlığınızı koruma konusunda size rehberlik edecektir.

Detaylı Bilgi »
Epiretinal membran nedir?
Blog

Epiretinal Membran (Gözde Zar Oluşması) Nedir? Belirtileri ve Tedavi Yöntemleri

Epiretinal Membran (Gözde Zar Oluşması) Nedir? Belirtileri ve Tedavi Yöntemleri Epiretinal Membran (gözde zar oluşması), gözün arka kısmında bulunan retina yüzeyinde ince, yarı saydam bir zar oluşması durumudur. Bu zar, retina üzerinde büzülmeye neden olarak görme kalitesini düşürebilir. Epiretinal membran, genellikle yaşla birlikte ortaya çıkar ve görme bulanıklığı veya görüntülerin dalgalı görülmesi gibi sorunlara yol açar. Epiretinal Membran (Gözde Zar Oluşması) Neden Olur? Epiretinal membranın kesin nedeni her zaman bilinmemekle birlikte, şu durumlarla ilişkili olabilir: Yaşlanma: 50 yaş ve üzerinde daha sık görülür. Göz Travması: Daha önce geçirilen göz yaralanmaları veya travmalar Epiretinal Membran (gözde zar oluşması) gelişimini tetikleyebilir. Retina Yırtıkları veya Dekolmanı: Retina üzerinde zar oluşumu riskini artırır. Diyabetik Retinopati: Retina damarlarının hasarı sonucu gelişebilir. Göz Ameliyatları: Özellikle katarakt ameliyatı sonrası oluşabilir. Epiretinal Membran (Gözde Zar Oluşması) Belirtileri Epiretinal membran başlangıçta hafif semptomlarla ilerleyebilir. Ancak zamanla belirtiler şiddetlenebilir. Yaygın belirtiler şunlardır: Görmede bulanıklık Görüntülerin eğri veya dalgalı görünmesi Merkezi görmede bozulma Küçük detayları görmede zorluk Görme keskinliğinde azalma Bu belirtiler yaşam kalitesini olumsuz etkileyebilir. Özellikle kitap okuma, araç kullanma ve yüzleri tanıma gibi günlük aktivitelerde zorluklara yol açar. Epiretinal Membran (Gözde Zar Oluşması) Tedavi Yöntemleri Epiretinal membran tedavisi, hastalığın şiddetine ve hastanın görme kalitesine göre belirlenir. 1. Takip ve Düzenli Kontrol Erken evrelerde ve hafif vakalarda düzenli göz kontrolleri önerilir. Görme kaybı hafifse cerrahi müdahale gerekmez. 2. Vitrektomi Ameliyatı İleri vakalarda ve ciddi görme kaybı durumunda vitrektomi ameliyatı yapılır. Bu cerrahi işlem sırasında retina yüzeyindeki zar dikkatlice alınır. Kaşkaloğlu Göz Hastanesi’nde, vitrektomi ameliyatları modern cihazlar ve deneyimli retina uzmanları tarafından gerçekleştirilmektedir. Epiretinal Membran (Gözde Zar Oluşması) Tedavisinde Başarı Oranı Vitrektomi ameliyatı, görme keskinliğini ve görüntü kalitesini iyileştirme açısından oldukça başarılı bir tedavi yöntemidir. Ancak tedavi sonrası görme, zarın kalınlığı ve retina tabakasında kalıcı hasar olup olmamasına bağlı olarak değişkenlik gösterebilir. Epiretinal Membran (Gözde Zar Oluşması) Risk Faktörleri Kimlerde Daha Yüksektir? 50 yaş ve üzeri bireyler Daha önce retina hastalığı geçirenler Diyabet hastaları Retina dekolmanı tedavisi görenler Göz içi iltihaplanma (üveit) hastaları Epiretinal Membran (Gözde Zar Oluşması) Korunma Mümkün mü? Epiretinal membranı tamamen önlemek mümkün olmasa da düzenli göz muayeneleri, erken teşhis ve etkili tedavi için kritik öneme sahiptir. Özellikle retina hastalığı riski taşıyan bireylerin düzenli kontrollerini ihmal etmemesi gerekir. Epiretinal Membran (Gözde Zar Oluşması) Tedavisi İçin Neden Kaşkaloğlu Göz Hastanesi? Deneyimli retina uzmanları Gelişmiş cerrahi teknolojiler SGK kapsamında tedavi imkanı Uluslararası referans merkezi Erken Teşhis Hayat Kurtarır! Görme sorunlarınız varsa ve yukarıdaki belirtilerden birini yaşıyorsanız, vakit kaybetmeden retina uzmanına başvurun. Epiretinal membran (gözde zar oluşması) erken teşhisle kolayca tedavi edilebilir ve görme kaybı önlenebilir. Epiretinal membran tedavisi ve diğer retina hastalıkları hakkında daha fazla bilgi almak için Kaşkaloğlu Göz Hastanesi ile iletişime geçebilirsiniz. Youtube kanalımızdaki bilgilendirici videoları izleyerek uzman doktorlarımızdan daha fazla bilgi edinebilirsiniz.

Detaylı Bilgi »
Sarı Nokta Hastalığı
Blog

Diyabetik Retinopati Nedir? Belirtileri ve Tedavi Yöntemleri (şekere bağlı göz hastalığı)

Diyabetik Retinopati Nedir? Belirtileri ve Tedavi Yöntemleri Diyabetik Retinopati Nedir? Diyabetik retinopati, şeker hastalığına bağlı olarak retina damarlarında meydana gelen hasar sonucu gelişen bir göz hastalığıdır. Uzun süreli diyabet hastalarında sıkça görülen bu durum, erken tedavi edilmediğinde ciddi görme kaybına yol açabilir. Diyabetik retinopati, evrelerine göre ilerleyen ve farklı belirtiler gösteren bir hastalıktır: Non-proliferatif Diyabetik Retinopati: Erken evrede retina damarlarında genişleme ve kanamalar görülebilir. Proliferatif Diyabetik Retinopati: İleri evrede yeni damar oluşumu ve göz içi kanamalar meydana gelir. Diyabetik Retinopati Belirtileri Diyabetik retinopatinin başlangıç evresinde belirti görülmeyebilir. Ancak ilerleyen dönemlerde şu belirtiler ortaya çıkar: Bulanık görme Görme alanında karanlık bölgeler veya siyah lekeler Görme kaybı veya azalma Göz önünde uçuşan cisimler Ani görme kaybı Diyabetik Retinopati Tedavisi Kaşkaloğlu Göz Hastanesi’nde diyabetik retinopati tedavisi, hastalığın evresine ve şiddetine göre belirlenir. Kullanılan başlıca tedavi yöntemleri şunlardır: Lazer Tedavisi: Retinadaki hasarlı damarların kapatılması için kullanılır. Göz İçi Enjeksiyonlar (Anti-VEGF): Yeni damar oluşumunu engeller ve makula ödemini azaltır. Vitrektomi Ameliyatı: Göz içi kanamaların temizlenmesi ve ileri evre hastalıklarda uygulanır. Diyabetik Retinopatiden Korunma Yolları Kan şekeri, kan basıncı ve kolesterol seviyenizi kontrol altında tutun. Yılda en az bir kez retina muayenesi yaptırın. Sağlıklı beslenme ve düzenli egzersiz ile diyabetinizi kontrol altında tutun. Erken teşhis ile diyabetik retinopati tedavi edilebilir ve görme kaybı önlenebilir. Retina sağlığınız için düzenli göz muayenesini ihmal etmeyin!

Detaylı Bilgi »
Blog

Retina Dekolmanı Nedir? Belirtileri ve Tedavi Yöntemleri

Retina Dekolmanı Nedir? Belirtileri ve Tedavi Yöntemleri Retina Dekolmanı Nedir? Retina dekolmanı, retinanın altındaki dokulardan ayrılmasıyla meydana gelen ciddi bir göz rahatsızlığıdır. Bu durum, retinanın görevini yerine getirememesine ve tedavi edilmezse kalıcı görme kaybına yol açabilir. Retina dekolmanı, acil müdahale gerektiren bir göz hastalığıdır. Retina Dekolmanı Belirtileri Nelerdir? Retina dekolmanının erken teşhisi, görme kaybını önlemede büyük önem taşır. En sık görülen belirtiler şunlardır: Görme alanında ani karartılar veya gölgeler Işık çakmaları (şimşek çakması gibi) Görme alanında perde inmesi hissi Görme bulanıklığı veya azalma Göz önünde uçuşan siyah noktalar (uçuşan cisimler) Bu belirtilerden birini yaşıyorsanız vakit kaybetmeden retina uzmanına başvurmalısınız. Retina Dekolmanı Neden Olur? Retina dekolmanı genellikle aşağıdaki durumlarla ilişkilidir: Yüksek miyopi (yüksek dereceli göz bozukluğu) Göz travması Diyabetik retinopati Daha önce göz ameliyatı geçirmiş olmak Ailede retina dekolmanı öyküsü Retina Dekolmanı Tedavisi Tedavi, dekolmanın boyutuna ve yerine bağlı olarak değişir. Kaşkaloğlu Göz Hastanesi’nde uygulanan başlıca tedavi yöntemleri şunlardır: Lazer Tedavisi: Retina yırtıklarını kapatmak için uygulanır. Vitrektomi Ameliyatı: Retina dekolmanı tedavisinde en etkili cerrahi yöntemdir. Göz içindeki sıvı alınır ve yerine özel bir gaz veya silikon yağı yerleştirilir. Erken teşhis ve tedaviyle görme kaybını önlemek mümkündür. Düzenli göz muayenesi yaptırarak retina sağlığınızı koruyabilirsiniz.

Detaylı Bilgi »
Blog

Retina Hastalıkları ve Tedavisi | İzmir Kaşkaloğlu Göz Hastanesi

Retina Hastalıkları ve Tedavisi | İzmir Kaşkaloğlu Göz Hastanesi Retina sağlığınız, görme yeteneğinizin temel taşıdır. Retina hastalıkları, erken teşhis edilmediğinde ciddi görme kaybına neden olabilir. İzmir’de retina tedavisi ve ameliyatlarında öncü merkezlerden biri olan Kaşkaloğlu Göz Hastanesi, retina hastalıklarının teşhis ve tedavisinde uzman ekibi ve ileri teknoloji cihazlarıyla hizmet vermektedir. Retina hastalıklarının belirtileri fark edildiğinde, vakit kaybetmeden uzman bir doktora başvurmanız büyük önem taşır. Kaşkaloğlu Göz Hastanesi’nde retina ve vitrektomi ameliyatları, SGK kapsamında Prof. Dr. Tansu Erakgün ve Prof. Dr. Erkin Kır tarafından başarıyla gerçekleştirilmektedir. Retina Nedir ve Hangi Hastalıklara Yol Açar? Retina, gözün arka kısmında yer alan ve görme işlevini sağlayan ışığa duyarlı bir sinir tabakasıdır. Retinada meydana gelen hastalıklar, görmede bulanıklık, ani görme kaybı veya ışık çakmaları gibi belirtilerle kendini gösterir. Kaşkaloğlu Göz Hastanesi’nde tedavi edilen başlıca retina hastalıkları: Diyabetik Retinopati: Şeker hastalığına bağlı retina damarlarında hasar Makula Dejenerasyonu (Sarı Nokta Hastalığı): Merkezi görme kaybına neden olur Retina Dekolmanı: Retina tabakasının ayrılması, ani görme kaybına yol açabilir Retina Damar Tıkanıklıkları: Kan dolaşımı bozulur ve görme kaybı gelişebilir Epiretinal Membran: Retina yüzeyinde zar oluşumu, bulanık görmeye neden olur Göz İçi Kanamalar: Retina üzerinde kan birikmesi sonucu ciddi görme kaybı Retina Tedavi Yöntemleri ve Vitrektomi Ameliyatı Retina hastalıklarının tedavisinde kişiye özel yöntemler uygulanır. Tedavi planı, hastalığın türüne ve ilerleme derecesine göre belirlenir. Lazer Tedavisi Retina yırtıkları ve kanamaların tedavisinde etkili bir yöntemdir. Diyabetik retinopati tedavisinde sıkça kullanılır. Göz İçi Enjeksiyonlar (Anti-VEGF) Makula dejenerasyonu ve diyabetik retinopati tedavisinde kullanılan bu yöntem, görme kaybını durdurmak için oldukça etkilidir. Vitrektomi Ameliyatı Vitreus sıvısının temizlenmesi ve retina üzerindeki zarların alınması işlemidir. Retina dekolmanı, göz içi kanama ve epiretinal membran tedavisinde kullanılır. Kaşkaloğlu Göz Hastanesi, vitrektomi ameliyatlarında en son teknolojileri kullanmaktadır. Neden Kaşkaloğlu Göz Hastanesi? 20 yılı aşkın deneyim Uzman doktor kadrosu SGK kapsamında retina ve vitrektomi ameliyatları Son teknoloji cihazlar ve modern tedavi yöntemleri Sağlık turizminde uluslararası referans merkezi Retina Sağlığınızı Koruyun! Erken teşhis ve doğru tedavi ile retina hastalıklarından kaynaklanan görme kayıplarının önüne geçebilirsiniz. Özellikle diyabet hastaları, ileri yaş grubu ve ailesinde retina hastalığı bulunan kişiler düzenli olarak göz muayenesi yaptırmalıdır. Youtube kanalımızda retina hastalıkları hakkında detaylı videoları izleyebilir, uzman doktorlarımızdan bilgi alabilirsiniz. Daha fazla bilgi ve randevu için hemen bizimle iletişime geçin!

Detaylı Bilgi »
Blog

Retina Hastalıkları ve Retina Ameliyatları | İzmir Kaşkaloğlu Göz Hastanesi

Retina Hastalıkları ve Retina Ameliyatları | İzmir Kaşkaloğlu Göz Hastanesi İzmir’de retina hastalıklarının teşhis ve tedavisi, ileri teknoloji ile donatılmış Kaşkaloğlu Göz Hastanesi‘nde uzman ekipler tarafından yapılmaktadır. Retina hastalıkları, erken teşhis ve doğru tedavi ile kontrol altına alınabilir. Kaşkaloğlu Göz Hastanesi’nde retina hastalıkları tedavileri ve vitrektomi ameliyatları, konusunda uzman doktorlarımız Prof. Dr. Tansu Erakgün ve Prof. Dr. Erkin Kır tarafından yapılmaktadır. Bu ameliyatlar, Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK) kapsamında değerlendirilmektedir. Retina Nedir? Retina, gözün arka iç kısmını kaplayan ve ışığı algılayarak beyne görme sinyalleri gönderen, görme hücrelerinden oluşmuş bir sinir tabakasıdır. Retina hastalıkları, görmeyi doğrudan etkileyerek ciddi görme kayıplarına yol açabilir. Bu nedenle erken teşhis hayati önem taşır. Retina Hastalıkları Nelerdir? Kaşkaloğlu Göz Hastanesi’nde tedavi edilen başlıca retina hastalıkları şunlardır: Diyabetik Retinopati (Şeker hastalığına bağlı retina hasarı) Makula Dejenerasyonu (Sarı Nokta Hastalığı) Retina Dekolmanı (Retina Ayrılması) Retina Damar Tıkanıklıkları Epiretinal Membran (Retina Yüzeyinde Zar Oluşumu) Göz İçi Kanamalar Bu hastalıklar, görmede bulanıklık, ışık çakmaları, ani görme kaybı gibi belirtilerle kendini gösterebilir. Erken teşhis ve doğru tedavi yöntemleri ile görme kayıplarının önüne geçmek mümkündür. Retina Tedavisi ve Vitrektomi Ameliyatı Retina hastalıklarının tedavisinde gelişmiş cerrahi teknikler kullanılmaktadır. Özellikle vitrektomi ameliyatı, retina üzerinde meydana gelen zar oluşumları, kanamalar veya retina dekolmanı gibi durumlarda etkili bir tedavi yöntemidir. Kaşkaloğlu Göz Hastanesi’nde, tüm retina ameliyatları modern cerrahi cihazlar ve mikroskobik tekniklerle gerçekleştirilir. Youtube Kanalımızda Retina Hastalıkları ile İlgili Videolar Youtube kanalımızda retina hastalıkları ve tedavi yöntemleri hakkında bilgilendirici videoları izleyebilirsiniz. Uzman doktorlarımızın anlattığı bu videolar, retina hastalıkları hakkında daha fazla bilgi sahibi olmanıza yardımcı olacaktır. Daha Fazla Bilgi Alın Retina hastalıkları hakkında ayrıntılı bilgi almak için yukarıda belirtilen hastalık isimlerine tıklayabilir veya doğrudan bizimle iletişime geçebilirsiniz. Retina sağlığınızı ihmal etmeyin, erken teşhis için düzenli göz muayenesi yaptırın.

Detaylı Bilgi »
Sarı Nokta Hastalığı
Blog

Sarı Nokta Hastalığı Tedavisinde Valeda Işık Tedavisi

Sarı Nokta Hastalığı Tedavisinde Valeda Işık Tedavisi Sarı nokta hastalığı (makula dejenerasyonu), görme kaybına yol açabilen ciddi bir göz hastalığıdır. Kuru tip sarı nokta hastalığı için geliştirilen yenilikçi tedavi yöntemlerinden biri Valeda Işık Tedavisi (Valeda Light Delivery System) ile görme fonksiyonları iyileştirilebilir. Valeda, FDA onaylı ilk fotobiomodülasyon tedavisi olup hücre yenilenmesini destekleyerek görme kaybını yavaşlatmayı hedefler. Valeda Işık Tedavisi Nedir? Valeda Fotobiomodülasyon Tedavisi, gözdeki hücre metabolizmasını düzenlemek için özel dalga boylarında ışık enerjisi kullanır. Bu ışık enerjisi, hücre yenilenmesini artırarak kuru tip sarı nokta hastalığında göz fonksiyonlarını iyileştirebilir. Tedavi sırasında kırmızı, yakın kızılötesi ve sarı ışık kombinasyonu uygulanır. Valeda’nın Etkileri: Hücrelerin enerji üretimini artırır (mitokondri aktivitesini düzenler). Görme fonksiyonlarında iyileşme sağlar. Hastalığın ilerlemesini yavaşlatır. Valeda Tedavisi Nasıl Uygulanır? Tedavi süreci genellikle 3 hafta sürer. Haftada 3 seans olmak üzere toplam 9 seans yapılır. Her seans yaklaşık 5-10 dakika sürer ve tamamen ağrısızdır. Tedavi sonrası hastaların görme keskinliğinde ve görme kalitesinde artış görülebilir. Valeda, kuru tip makula dejenerasyonu tedavisinde güvenli ve etkili bir yöntemdir. Valeda Işık Tedavisinin Avantajları Cerrahi müdahale gerektirmez ve ağrısızdır. FDA onaylı olması, güvenilirliğini artırır. Tedavi süresi kısa ve iyileşme hızlıdır. Görme fonksiyonlarını destekleyerek yaşam kalitesini artırabilir. Sonuç Valeda Işık Tedavisi, sarı nokta hastalığının kuru tipinde umut vadeden bir tedavi seçeneğidir. Erken teşhis ve düzenli takip ile bu tedavi, görme kaybını önlemek ve mevcut görme yetisini korumak için önemli bir fırsat sunar. Valeda tedavisi hakkında daha fazla bilgi almak için uzmanınıza danışın. Son Güncelleme 13 Şubat 2025 Saat 08:47 am

Detaylı Bilgi »
Blog

Sarı Nokta Hastalığı (Makula Dejenerasyonu) Nedir? Belirtileri ve Farklılıkları

Sarı Nokta Hastalığı (Makula Dejenerasyonu) Nedir? Belirtileri ve Farklılıkları Sarı nokta hastalığı, tıbbi adıyla makula dejenerasyonu, merkezi görmeyi etkileyen ve genellikle 50 yaş üzerindeki kişilerde ortaya çıkan yaygın bir göz hastalığıdır. Bu hastalık, özellikle detaylı görme yeteneğini bozarak okuma, araç kullanma veya yüzleri tanıma gibi günlük faaliyetleri zorlaştırabilir. Sarı nokta hastalığının iki ana tipi vardır: Kuru tip ve ıslak tip. Belirtiler, hastalığın hangi tipte ve evrede olduğuna göre değişiklik gösterebilir. Sarı Nokta Hastalığı Belirtileri Sarı nokta hastalığının erken teşhisi için belirtilerin farkında olmak çok önemlidir. İşte sık görülen belirtiler: 1. Merkezi Görmede Bozulma Görme alanının ortasında bulanık, karanlık veya kör noktalar oluşabilir. Yüzleri tanımakta, kitap veya telefon ekranını okumakta zorlanma sık görülür. 2. Çizgilerin Eğri veya Dalgalı Görünmesi (Metamorfopsi) Özellikle ıslak tip makula dejenerasyonu olan hastalarda erken bir belirtidir. Amsler grid testi bu durumu tespit etmek için kullanılan basit ama etkili bir yöntemdir. 3. Renklerin Soluk Görünmesi Renk algısında azalma veya renklerin olduğundan daha soluk görünmesi yaşanabilir. 4. Işık Hassasiyeti ve Görme Kalitesinin Azalması Parlak ışıklara karşı hassasiyet artabilir. Özellikle loş ışıkta veya karanlıkta görme zorlaşır. 5. Görme Alanında Boşluklar veya Kayıplar İleri evrelerde görme alanında siyah lekeler veya boşluklar oluşabilir. Kuru ve Islak Tip Sarı Nokta Hastalığı Arasındaki Farklar Sarı nokta hastalığı, kuru ve ıslak tip olmak üzere iki farklı şekilde ilerler. Bu iki tipin belirtileri ve ilerleme hızları farklıdır: Kuru Tip Sarı Nokta Hastalığı: Daha yaygındır ve yavaş ilerler. Belirtiler genellikle hafif başlar ve merkezi görmede kademeli bir kayıp yaşanır. Islak Tip Sarı Nokta Hastalığı: Daha az yaygın olmasına rağmen, hızlı ilerler ve ciddi görme kaybına yol açabilir. Anormal damar oluşumu nedeniyle kanama veya sıvı sızması görülür. Bu durum aniden merkezi görme kaybına neden olabilir. Sonuç Sarı nokta hastalığı, erken teşhis ve uygun tedavi ile kontrol altına alınabilir. Belirtiler hakkında bilgi sahibi olmak ve düzenli göz muayeneleri yaptırmak, bu hastalığın ilerlemesini önlemede çok önemlidir. Eğer sarı nokta hastalığı tedavi yöntemleri hakkında daha fazla bilgi almak isterseniz, blogumuzun diğer yazılarını inceleyebilirsiniz. Ayrıca Amsler grid testini görsel olarak görmek isterseniz bize ulaşabilirsiniz.

Detaylı Bilgi »
Blog

Keratokonusta Kontakt Lens Kullanımı: Hibrit Kontakt Lensler ve Diğer Seçenekler

Keratokonusta Kontakt Lens Kullanımı: Hibrit Kontakt Lensler ve Diğer Seçenekler Keratokonus, korneanın incelmesi ve sivrileşmesi ile karakterize ilerleyici bir göz hastalığıdır. Hastalığın erken ve orta evrelerinde görme bozukluğunu düzeltmek için kontakt lens kullanımı oldukça etkili bir çözümdür. Bu yazıda, keratokonus hastaları için kullanılan kontakt lens türlerini ve özellikle hibrit kontakt lenslerin avantajlarını detaylı bir şekilde ele alacağız. Keratokonusta Neden Kontakt Lens Kullanılır? Keratokonus hastalarında gözlükler, korneanın düzensiz şekli nedeniyle çoğu zaman yetersiz kalır. Bu durumda kontakt lensler, görmeyi iyileştirmek için en iyi alternatiftir. Kontakt lensler, korneanın düzensiz yüzeyini düzleştirerek daha net bir görme sağlar. Keratokonus İçin Kullanılan Kontakt Lens Türleri Keratokonus tedavisinde farklı kontakt lens türleri kullanılır. İşte en yaygın lens türleri: Yumuşak Kontakt Lensler Erken evrede kullanılabilir. Konforludur ancak ileri evrede görme düzeltmesi yetersiz olabilir. Sert Gaz Geçirgen (RGP) Lensler Korneanın düzensizliğini düzeltmede etkilidir. İlk kullanımlarda alışma süresi gerektirir. Skleral Lensler Kornea yerine sklera (gözün beyaz kısmı) üzerine oturur. Keratokonusun ileri evrelerinde tercih edilir. Hibrit Kontakt Lensler Sert merkez ve yumuşak kenarlara sahiptir. Hem konfor hem de görme kalitesi sunar. Hibrit Kontakt Lensler: Neden Tercih Edilmeli? Hibrit kontakt lensler, keratokonus tedavisinde devrim niteliğinde bir çözüm sunar. Bu lensler, sert gaz geçirgen (RGP) lenslerin sağladığı net görüş ile yumuşak lenslerin konforunu birleştirir. Hibrit Kontakt Lenslerin Avantajları Net Görme: Hibrit lensler, korneanın düzensiz yüzeyini etkili bir şekilde düzelterek yüksek görme kalitesi sağlar. Yüksek Konfor: Yumuşak kenarları sayesinde sert lenslere göre daha rahattır ve adaptasyon süresi daha kısadır. Daha Stabil Oturuş: Sert lenslere göre yerinden kayma veya düşme riski daha azdır. Orta ve İleri Evre Keratokonusta Etkili: Görme kalitesini artırır ve hastaların yaşam kalitesini yükseltir. Hibrit Lenslerin Dezavantajları Fiyat: Hibrit lensler, diğer lens türlerine göre daha pahalı olabilir. Bakım Gereksinimi: Hibrit lenslerin temizliği ve bakımı, yumuşak lenslere göre daha fazla özen gerektirir. Hibrit Kontakt Lensler Kimler İçin Uygundur? Hibrit lensler, özellikle sert lenslerle konfor sorunu yaşayan veya daha net görme isteyen keratokonus hastaları için önerilir. Ancak lens seçimi, kornea yapısına ve hastalığın evresine göre göz doktoru tarafından belirlenmelidir. Keratokonus Tedavisinde Kontakt Lens Kullanımı ile İlgili Öneriler Düzenli Kontroller: Kontakt lens kullanan keratokonus hastalarının düzenli aralıklarla göz doktoruna gitmesi önemlidir. Doğru Bakım: Lenslerin hijyenine dikkat edin ve doktorun önerdiği solüsyonları kullanın. Lens Uyumu: Lenslerin konforunu ve görme kalitesini değerlendirin. Gerekirse farklı lens türleri denenebilir. Sonuç Keratokonus tedavisinde kontakt lensler, görme kalitesini artırmada ve hastalığın ilerlemesini kontrol altında tutmada önemli bir rol oynar. Özellikle hibrit kontakt lensler, net görüş ve yüksek konforu bir arada sunarak hastaların hayatını kolaylaştırır. Eğer hibrit kontakt lensler hakkında daha fazla bilgi almak veya size en uygun lens türünü belirlemek isterseniz, Kaşkaloğlu Göz Hastanesi web sitemizi ziyaret edebilir veya uzmanlarımızla iletişime geçebilirsiniz. Eklenen Anahtar Kelimeler keratokonus kontakt lens türleri hibrit kontakt lens avantajları sert gaz geçirgen lens skleral lens keratokonus keratokonus tedavisi kontakt lens hibrit lens fiyatları ve özellikleri

Detaylı Bilgi »